Avrupa Birliği Komisyonu, 1998 yılından bu yana Türkiye için hazırladığı 19. İlerleme Raporu’nu kamuoyuna duyurdu.
2016 İlerleme Raporu, Türkiye’deki Roman vatandaşların özellikle barınma, eğitim, istihdam ve sağlık alanlarında yaşadığı sıkıntılara dikkat çekiyor.
Geçtiğimiz yıl içinde Roman hakları açısından yaşanan en önemli gelişmelerden biri olan Roman Stratejisi’nin kabulüne atıf yapan Rapor’da, Strateji’nin bir an önce uygulanmaya başlanması ve izleme ve değerlendirme mekanizması kurulması konusunda hükümete çağrı yapıldı:
“Nisan ayında Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi (2016-2021) ve 2016-2018 Eylem Planı hükümet tarafından kabul edilmiştir. Bu Strateji, Romanların sosyal içermesinin önündeki ana engelleri ele almakta ve barınma, eğitim, istihdam ve sağlık alanları da dâhil olmak üzere çeşitli alanlarda tedbirler belirlemektedir. Türkiye Strateji’yi uygulamaya başlamalı ve bir izleme ve değerlendirme mekanizması kurmalıdır.”
Rapor, çocuklar başta olmak üzere Romanların önemli bir kısmının büyük bir yoksulluk içinde yaşadığına dikkat çekerek, sosyal içermenin artırılması konusunda Strateji’den beklenen olumlu etkilerin altını çizdi:
“Yakın zaman önce kabul edilen Roman Vatandaşlara Yönelik Ulusal Strateji ve Eylem Planı, düşük nitelikli ve düşük statülü iş ve çocuk işçiliği sorunlarına çözüm bulmayı amaçlıyor. Geçen yılların aksine, yoksulluk indikatörleri sosyal adaletsizliğin azaltılması konusunda hiç bir gelişme olmadığını göstermektedir. Özellikle Roman çocukları şiddetli maddi yoksunluk içinde yaşamaya devam etmektedir.”
2016’da Roman haklarının yanısıra Romanlara karşı işlenen nefret suçları ile mücadele açısından da önemli dönüm noktalarından biri olan Selendi Davası da Rapor’da bir cümle ile kendine yer buldu:
“2010 yılında Romanlara karşı yürütülen linç ve tahliye kampanyası mahkemeye taşınmış ve önemli bir davaya konu olmuştur.”
2016 yılında, Türkiye’nin AB’ye katılım sürecinin önemli bir unsuru olan Roman entegrasyonu açısından yaşanan önemli bir gelişme Bölgesel İşbirliği Konseyi tarafından yürütülen ve Açık Toplum Vakfı ve Avrupa Komisyonu tarafından finanse edilen “Roman Entegrasyonu 2020” programının hayata geçirilmesi olmuştu. Rapor’da “Türkiye, Roman Entegrasyonu 2020 Girişimi için irtibat noktasının atamasını yapmıştır ve şimdi taahhütlerini yerine getirmeye hız vermesi gerekmektedir” ibaresi ile bu gelişmeye atıfta bulunuldu.
2016 İlerleme Raporu’nda daha önceki raporlarda eleştirilen bazı hususların birebir aynı kelimelerle tekrarlanmış olması da bu konularda yıllardır bir gelişme olmadığını vurgulaması açısından dikkat çekici:
“Sağlık hizmetlerine erişimde ilerleme devam etmekte, Roman aileleri için sağlık hizmetleri büyük oranda erişilebilir durumda. Romanların kimlik belgesi edinmesi için gerekli prosedürler külfetlidir ve kolaylaştırması gerekmektedir. Roman topluluklar, sosyal ve ekonomik hayatta ve istihdam ve kaliteli eğitime erişimde ayrımcılıkla karşılaşmaya devam etmiştir. Roman topluluğunda, mecburi ilköğretim dâhil olmak üzere, okula devamsızlık halen yüksek seviyededir ve çocuk işçiliği önemli bir sorun teşkil etmektedir. Kentsel gelişim projeleri, Roman vatandaşları geleneksel iş olanakları ve dayanışma ağlarından mahrum bırakmak suretiyle vatandaşlar için bir dezavantaj oluşturmayı sürdürmüştür.”
Komisyon tarafından tekrar tekrar eleştirilen bir diğer önemli konu ise Romanların problemlerinin tam olarak değerlendirilmesi ve çözüme yönelik etkili politikalar oluşturulmasının önünde önemli bir engel olarak duran objektif veri eksiliği:
“Türkiye’deki Romanların durumunu tespit etmeye yönelik kapsamlı bir araştırma için ön çalışmalar başlatılmış olmakla birlikte, genel olarak, Romanlar hakkında nitel, nicel ve karşılaştırılabilir veri eksikliği mevcuttur.”
Son olarak, Türkiye’deki eğitim sisteminin kırılgan grupların ihtiyaçlarına cevap vermiyor oluşu 2016 İlerleme Raporu’nda da önceki yıllarda olduğu gibi eleştirildi:
“Eğitimin, diğerlerinin yanı sıra, Roman çocuklar ve engelli çocuklar için daha kapsayıcı hale gelmesi yönünde hâlâ ilerleme kaydedilmesine ihtiyaç duyulmaktadır.”
2016 İlerleme Raporu’nu hakkındaki görüşlerini aldığımız Roman Milletvekili Özcan Purçu şu açıklamada bulundu:
“Nisan ayında hükümet tarafından açıklanan Roman vatandaşlarımıza yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planı’na İlerleme Raporu’nda yer veriliyor olmasını, aslında hükümetin eksikliğinin Avrupa Birliği tarafından da belgelenmesi olarak değerlendiriyorum. AB böylece İlerleme Raporu ile, hükümetin Strateji belgesiyle Romanların barınma, istihdam, eğitim gibi temel haklardan mahrum kaldığını tespit ettiğini ancak engelleri kaldırma ve tedbir alma konusunda yetersiz olduğunu ortaya konuyor. İlerleme Raporu’nda “Türkiye Strateji’yi uygulamaya başlamalı ve bir izleme ve değerlendirme mekanizması kurmalıdır” tespiti yer alıyor ki bunu çok önemli buluyorum. Çünkü bu “artık somut adım at” demektir; AB tarafından Türkiye’ye taahhütlerini yerine getir ve çalışmaları hızlandır denilmektedir.
Daha önce çeşitli defalarca ifade ettiğim gibi; Strateji planı yetersiz, sorunların çözümüne katkı sunamıyor. Hükümet pek çok temel sorunu öteliyor. Çok yetersiz bir Strateji planı ile hükümet samimiyetten uzak olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. İlerleme Raporu’nda da hükümetin bir an önce adım atmasını tavsiye eden ifadeler var. Sosyal adaletsizlik devam ediyor, gelir uçurumu artmış durumda, Roman vatandaşlarımızın özellikle Roman çocuklarımızın yaşadığı yoksulluk ve yoksulluk ürkütücü boyutlara gelmiş durumda. Bu sorunların çözülmesi ise hükümetin görevi…
Türkiye’de sosyal politika “yardım” temelli ve kalıcı istihdam politikalarının geliştirilmemesi nedeniyle ne yazık ki Roman vatandaşlarımız istihdamın dışına itiliyor. Okul çağında olan Roman çocukları çalışmaya mecbur bırakılıyor. Hükümete okul terklerini önlemek için acil adım atması gerektiğini defalarca ilettim, soru önergeleri, araştırma önergeleri sundum. İlerleme Raporu’nda çocuk işçiliğine, Romanlar için sosyal adaletsizliğin giderilmesine değinilmesi önemli. Hükümet umarım AB’den gelen bu eleştiri ve çağrıları dikkate alır. Umarım, İlerleme Raporu, kaplumbağa hızında giden hükümeti hızlandırmaya katkı sunar.”
2016 İlerleme Raporu’nu Roman Medya için değerlendiren Roman Hakları Derneği Başkanı Yücel Tutal ise Roman toplumunun bir parçası ve sahada çalışan bir aktivist olarak Komisyon’un eleştirilerini yerinde, ancak yetersiz bulduğunu ifade etti.
Yıllardır beklenen Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın 2016 yılında kabul edilmiş olmasını memnuniyetle karşıladıklarını belirten Tutal, Strateji’nin istenilen ölçüde derinlikli ve ayrıntılı bir belge olmamasının ve yapılacak çalışmalar için ayrı bir bütçe ayrılmamasının Komisyon tarafından belirtilmesi es geçilen eksiklikler olduğunun altını çizdi.
Komisyonun İlerleme Raporları’nda tekrarlamakta olduğu istihdam, eğitim ve barınma hakkı ile ilgili sorunların 2016 Raporu’nda da yüzeysel bir biçimde ele alındığına değinen Tutal, Romanların kalifiye olsalar dahi ayrımcılık sebebiyle iş bulmakta zorlanması, Romanların toplumdan dışlanmasını pekiştiren bir uygulama olarak Roman mahallelerine yakın okulların “Roman okulları” haline getirilmesi, kentsel dönüşüm projelerinin şeffaf yürütülmemesi, tahliye edilen halkın karar süreçlerinde görüşlerine başvurulmaması, Afet Yasası kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın verdiği riskli alan kararının çoğunun Roman mahallelerine denk gelmesi ve bu yasanın kentsel dönüşüm bahanesi ile Romanların yerlerinden edilmesine bir vesile olarak kullanılıyor olmasının Rapor’da yer bulmasını bekledikleri konular olduğunu ifade etti.
Daha önceki İlerleme Raporları’nda Romanlarla ilgili yer alan hususların 2016 Raporu’nda da tekrarlanıyor olmasının Romanlarının problemlerin hala çözülememiş olduğuna işaret ettiği değerlendirmesinde bulunan Avrupa Roman Hakları Merkezi (ERRC) Türkiye Gözlemcisi Hacer Foggo, Roman Vatandaşlara Yönelik Strateji Belgesi ve Eylem Planı’nın kabul edilmesinin, birçok eksikliklerine rağmen, son yıllarda yaşanan en olumlu gelişme olduğunu ve esas olarak sivil toplumun ve AB’nin bu Strateji planının geliştirilmesi, uygulanması ve vaadedilenlerin yerine getirilip getirilmediğinin takipçisi olması gerektiğini belirtti.
Foggo, ayrıca Rapor’un Romanların kentsel dönüşüm sebebiyle yaşadığı mağduriyetlere ve linç davalarına yaptığı vurgunun zayıf olduğunu söyleyerek, çok kültürlü ve çoğulcu yaklaşım eksikliğine, Roman kimliğinin tanınmasının önemine ve ayrımcılık ve dışlanmaya karşı etkili projelerin yokluğuna değinilmemiş olmasını da Rapor’un eksikliği olarak gördüğünü ifade etti.
[twitter_share]