İzmir Çağdaş Romanlar Derneği
İzmir Çağdaş Romanlar Derneği tarafından Sivil Düşün AB Programı desteğiyle gerçekleştirilen “Çadırda Yaşayan Romanların Ekonomik ve Sosyal Hakları” çalışması kapsamında İzmir’de 7 Ocak 2017 Cumartesi günü bir yuvarlak masa toplantısı düzenlendi.
Proje kapsamında 2016 Kasım’dan bu aya dek Ankara Sincan; İstanbul Ataşehir, Ümraniye ve Pendik; İzmir Urla, Bayındır ve Menderes; Sakarya Sapanca ve Afyon’da çadır ve barakalarda yaşayan Romanlar ziyaret edilmişti. Çadır ve barakalarda yaşamaya çalışan Roman yurttaşlarımızın temel ekonomik ve sosyal haklarına ne düzeyde erişebildiği yerinde tespit edilmişti. Sahadaki ziyaretler, bu illerdeki Romanların ekonomik ve sosyal hakları için çabalayan derneklerle beraber düzenlenmişti.
Saha ziyaretlerinde kimi zaman devam eden kentsel dönüşüm süreçlerinden, kimi zaman iş olanakları mecbur kıldığı için, ama her koşulda derin bir yoksulluk içinde yaşayan Roman yurttaşların yazın toz ve kavurucu sıcak, kışın ise çamur ve ayaz altında ilkel koşullardaki çadır ve barakalarda yaşamlarını sürdürdüğü gözlendi.
Kentsel Dönüşüm – Yoksunlukta Süreklilik
Sapanca Kestanelik mahallesindeki ve Sincan Saraycık mahallesindeki Romanlar, bölgelerinde devam eden kentsel dönüşüm sürecinin yarattığı koşullar sonucu barınma hakkı bakımından oldukça derin bir mağduriyete savrulmuş durumdaydı.
Her iki mahallede de birçok Roman yurttaşın, geçmişte yine bazı kentsel dönüşüm süreçlerinden dolayı yerleştikleri bugünkü mahallelerinden, bugün yine bir başka kentsel dönüşüm süreciyle göç etmek zorunda kaldığı gözlendi. Bundan yirmi yıl önce Ankara Çinçin mahallesinden Sincan Saraycık mahallesine yerleşen birçok Roman, bugün aynı biçimde buradan da sürülüyor. Bir başka deyişle, bu kesimler için kentsel dönüşüm süreciyle yaşadığı alandan göç etmek zorunda kalmak, belli aralıklarla tekrar eden, süreklilik içeren bir mağduriyet. Üstelik iki sahada da Roman yurttaşlar evlerinin bedelini alsalar da, yeni bir ev alma konusunda Roman kimlikleri yüzünden ayrımcılıkla karşılaştıklarını, satın alma işlemlerinde aracı kişiler üzerinden satın alma yaptıkları yönünde bildirimlerde bulundular.
Her iki mahallede de yerel yönetimler ve TOKİ ile yürütülen kentsel dönüşüm sürecinde bir diğer sorun da arsa, arazi, konut sahipleri ile kiracılar arasından kentsel dönüşüm kapsamında sosyal konut hakkı elde edecek hak sahiplerinin belirlenmesinde gözlenen belirsizliklerdi. Her iki mahallede ve Sapanca İtalyan Kampı’ndaki ormanlık arazide çadırlarda yaşayan Roman yurttaşlar arasında, TOKİ tarafından hak sahipleri belirlenirken aynı haneden kimi zaman üç kişiye sosyal konut hakkı verilirken, kimi zaman kimseye bu hakkın çıkmadığı belirtildi.
Benzer bir belirsizliğin, bedel tespit süreçlerinde de yaşandığı sıklıkla dile getirilen bir diğer sorun başlığı oldu. Yurttaşlar arasında bu yönde belirgin bir rahatsızlık dile getirildi. Her iki mahallede de, yurttaşlar arsa-konut bedel tespit çalışmalarında yoğun tutarsızlıklar olduğunu, aynı metrekareye sahip iki arsa veya konuttan biri için tespit edilen bedelin, diğeri için tespit edilenden iki kat fazla olabildiğini söyledi. Bu durumun, mahallelinin kentsel dönüşüm sürecinde ortak çıkarlarını savunma ve ortak davranış geliştirme konusunda ciddi zayıflatıcı bir etken olduğu gözlendi.
Yine tapu kayıtlarının belediyeler ve TOKİ arasındaki resmi tespit süreçlerinde metrekare büyüklüklerinin değişebildiği, mahalleli açısından hak kayıpları oluşabildiği belirtildi.
Sincan Saraycık mahallesinde yıkımlar büyük oranda tamamlanmış olsa da, halen yaşamını kendi evinde sürdüren yurttaşların en yoğun şikayetlerinden biri de, belediye ve ilgili kurumların toplu ulaşım, elektrik ve internet gibi temel barınma altyapısını kısıtlaması, keyfi kesintilere başvurması gibi yollardan yıldırma politikası izlediği yönünde oldu.
Her iki mahallede de baraka, çadır ve kulübelerde yaşamını sürdüren Roman yurttaşlarımız, süre giden yıkımlar, hafriyat ve inşaatların toz ve çamuru içinde, düzgün sokak ve drenaj altyapısı kurulmadığı için yaşamlarını sürdürüyor. Bu durumun özellikle çocuk ve yaşlıların sağlığı üzerinde olumsuz etkisi olduğu görülüyor.
Sapanca Kestanelik mahallesinde sosyal konut kapsamında inşa edilen ve neredeyse tamamlanmış bulunan dairelerin mimari projelendirmesinde de Roman yurttaşlarımızın aile ve topluluk olarak yaşayış ve kültürüne hiç uygun olmayan bir yaklaşım izlendiği görüldü. İki oda bir salon olarak tasarlanan dairelerde, antre salon ve Amerikan mutfak, oldukça küçük bir mutfak tezgahı ve salonun bir cephesinden ulaşılan banyo, özellikle Roman kadınlar açısından büyük sorun teşkil ediyor. Roman kadınlar kalabalık hanelerde bu evlerde misafirlerinin, aile büyüklerinin önünde, salonda yemek pişirmek ya da banyoyu kullanmak yönünde yoğun şikayet iletiyor.
Kent Çeperinde Yoksulluk
Pendik Paşaköy, Ümraniye Şerif Ali Çiftliği, Urla Sıra, Menderes Pirentepe, Sapanca İtalyan Kampı ve Afyon Şuhut yolu ile Konya yolu üzerindeki çadır yerleşimlerde yaşayan Roman yurttaşlarımızın çoğu, geçimlerini katı atık toplayıcılığı ile sağlamaya çalışıyor. Son yıllarda katı atık toplayıcılığına getirilen yasal düzenlemenin en olumsuz vurduğu kesimlerin başında buralarda, katı atık bertaraf ve hurda tesisleri etrafında yerleşen Roman yurttaşlar geliyor. Tüm bu sahalarda, yurttaşlar son düzenlemeyle katı atık toplayıcılığı ve hurdacılık işinin eskisinden de az gelir getiren bir hal aldığını bildiriliyor.
Bu noktada çiçekçilik, at arabacılığı, sepetçilik gibi geleneksel geçim kaynaklarından çoktan savrulmuş Roman yurttaşlar, son on yıllarda belli bir yoğunluk gösterdikleri hurdacılık ve katı atık toplayıcılığı işinden de savruluyor. Bir başka deyişle, bir sektöre getirilen düzenlemenin o sektörün emek boyutunu karşılayanların koşul ve ihtiyaçları yeterince dikkate alınmadan geliştirilmesi sonucu, daha büyük mağduriyetler oluşabiliyor, yoksulluk derinleşiyor.
Afyon Şuhut ve Konya yolu üzeri, Sapanca İtalyan Kampı mevkii, Urla Sıra, Menderes Pirentepe, Pendik Paşaköy ve Ümraniye Şerif Ali Çiftliği mahallelerindeki yoksulluk gerçekten de oldukça derinleşmiş durumda. Buradaki Roman yurttaşlar, neredeyse prekarya denilen, hiçbir düzenli gelir kaynağı olmadan bugünün gelirini bugün tüketen, yarın için tekrar belirsizliğe düşen koşullarda yaşama tutunmaya çalışıyor.
Yine saha ziyaretlerinde, kimi zaman toplu ulaşım olanakları olmamasından, kimi zaman eğitim olanaklarının zayıflığından, kimi zaman da doğrudan Roman kimliği ve kültürüne yönelik ayrımcılıktan ötürü gençler ve kadınlar arasında işsizliğin son derece yüksek olduğu gözlendi. Birçok sahada gençler tüm zamanlarını gelip geçici işler arayarak, kimi zaman da artık iş arama umudunu dahi yitirmiş biçimde geçiriyor. Bu durum mahallelerde suç oranlarının artmasına, Roman toplulukları arasında çözülmeye yol açan bir etken.
Eğitimden Sosyal Yardımlara Artan Yoksunluk
Çalışma kapsamında yapılan tüm saha ziyaretlerinde, barınma koşullarındaki yoksunluğun Roman yurttaşların eğitimden sosyal yardımlara diğer haklarından yararlanma koşullarında da olumsuz bir tabloya eşlik ettiği gözlendi.
Pendik Paşaköy, Sapanca İtalyan Kampı mevkii, Urla Sıra, Menderes Pirentepe gibi mahallelerde çocuklar toplu ulaşım kaynaklarının kısıtlı olması, derin yoksulluk, Bakanlığın taşımalı eğitim kapsamında servis sağlamaması, özel firmaların Romanlara hizmet götürmekten çekinmesi, belediyelerin araçlarının koltuk başına sigortalı olmaması sonucu okul servisi taşımacılığı yapamaması gibi nedenlerle okula erişemiyor. Bu da söz konusu mahallelerde okullaşma oranlarını ilk ve ortaöğretimde muazzam düşürüyor. Okul öncesi ve yükseköğretim düzeylerinde ise neredeyse hiçbir Roman çocuk ve genç eğitim görmüyor.
Yine sosyal tardımlar konusunda da tüm bu yerleşimler arasında bir belirsizlik gözleniyor. Kimi yerleşimlerde çadırda yaşayan Roman yurttaşlarımız yakacak yardımı gibi bazı temel yardımlara kısıtlı da olsa erişebilirken, kiminde herhangi bir sosyal yardım uygulaması gözlenmiyor.
Yuvarlak Masa Toplantısı
7 Ocak 2017 Cumartesi İzmir Çankaya’daki Atlantis Susuzlu Hotel’de gerçekleşen yuvarlak masa toplantısında, bu saha ziyaretleri Romanların ekonomik ve sosyal hakları için çalışan kurum temsilcilerine aktarıldı. Toplantıya İzmir, İstanbul, Bursa, Balıkesir, Sakarya gibi illerdeki Roman dernek temsilcileri ile İzmir milletvekili Özcan Purçu, Avrupa Roman Hakları Merkezi’nden Sinan Gökçen ve Hacer Foggo gibi isimler de katıldı.
Toplantıda çalışma kapsamında elde edilen bulgular il bazında mahalle mahalle aktarıldı, ardından bu sorunlar üstüne detaylı görüş alışverişi yapıldı. Son olarak, yapılması gerekenler görüşüldü. Anayasamızda bulunsa da oldukça geniş bir tanıma sahip olan barınma hakkından yoksunluk bakımından “Çadırda Yaşayan Romanların Ekonomik ve Sosyal Hakları” çalışmasının mevcut tabloyu en dramatik sahnelerini göz ardı etmeyerek gözler önüne serdiği, bu bakımdan mutlaka diğer illerdeki çadır yerleşimlerini de kapsayacak biçimde genişletilerek sürdürülmesi gerektiği yönünde ortak görüş oluştu.
[twitter_share]
[…] Kaynak: Roman Medya […]