Eren Can Çekiç
İzmir Karşıyaka’da oturan 29 yaşındaki müzisyen Mehmet Mert El, yaşadığı geçim sıkıntıları ve psikolojik bunalımı sonucunda yaşamına son verdi.
(Mehmet Mert El, 29)
Covid-19 salgınıyla birlikte artan yoksulluk ve geçim sıkıntıları birçok meslek alanında hayatını kazanmaya çalışan insanlara zor dönemler yaşatmaya başladı. Geçimini müzik ile sürdürmeye çalışan çok sayıda müzisyen salgın kısıtlamalarıyla birlikte işsiz kalmış ve hayatlarını güvence altına almak için seslerini duyurmaya çalışmıştı. Salgın kısıtlamalarıyla birlikte çalışma alanlarının tamamen kapanması ve geçici iş bulmada sıkıntılar yaşayan müzisyenlerin intiharlarına şahit olmaya başladık. Geçen ay İzmir Buca’da yaşayan müzisyen, 30 yaşındaki evli ve iki çocuk babası olan Erdem Topuz, aylardır işsiz kalması nedeniyle yaşamına son vermişti. Bugün ise yine İzmir’in Karşıyaka bölgesinde oturan 29 yaşındaki Mehmet Mert El, yaşadığı geçim sıkıntıları ve psikolojik bunalımı sonucunda yaşamına son verdi.
Mehmet Mert El, son dönemlerde sosyal medya hesaplarından intiharına yönelik mesajlar vermiş ve birçok arkadaşı çaba göstermesine rağmen intihar fikrinden vazgeçirememişti. Mehmet’in de aralarında bulunduğu ve kendisi gibi birçok müzisyenin sesini duyurmaya çalıştığı İzmir Müzisyenler Derneği’nden Oktay Çaparoğlu ile bir görüşme gerçekleştirdik. Çaparoğlu, “Mehmet Mert, sevdiğimiz bir kardeşimizdi birçok sivil toplum etkinliğinde birlikte hareket ederdik. Kendisiyle engelliler merkezinde, huzurevlerinde ve cezaevlerinde çok müzik yapmışlığımız vardır. Birçok müzisyen kardeşimize destek olmak için arabayla erzak kolileri dağıtır ve sürekli çalışırdık. Mert, Eylül ayının başından beri psikolojik bunalıma girmişti. Son üç ay içerisinde Facebook üzerinden paylaşımlarda bulundu. Bunun üzerine biz kendisi ile çok konuştuk ama engel olamadık. Ailesinin durumu iyiydi, kız arkadaşı öğretim üyesiydi ve geçici de olsa taşeron olarak PTT Kargo’da kendisine iş de bulmuştuk. Son bir buçuk aydır burada çalışıyordu ama artık hayattan umutlu değilim demeye başlamıştı. Biz müzisyenler derneği olarak İzmir Büyükşehir Belediyesi ile ortak hareket ederek müzisyenlere erzak ve koli yardımı gibi desteklerde bulunmaya çalışıyoruz. Bugün birçok alışveriş merkezine HES kodu ile girilebiliyorken artık eğlence mekanlarının da kontrollü bir şekilde açılması lazım ya da başka bir çözüm geliştirilmesi gerekmektedir. Biz müzisyenler yaptığımız iş ile mutluyuz, insanın en büyük besin kaynağı yaptığı sanatıdır ve biz bu sanat ile hayatla olan bağlarımızı yeniliyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Bu dönem devlet tarafından kültür ve sanat alanında emek veren müzisyenlere, sanatçılara destekler verilmişti. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, müzik meslek birlikleri ile bir araya gelerek, müzisyenlere kişi başı 1000’er lira destek vereceğini açıklamıştı. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise sokak sanatçılarına ve müzisyenlere gıda kolisi ve hijyen paketi dağıtmaya başlamıştı. Müzisyenlerin sosyal hakları üzerine Çaparoğlu, “Devletin bir an önce sanatçıların güvence altına alınmasını kolaylaştıracak adımlar atması gerekiyor. Sosyal güvenlik kanununda sanatçıların sigortalı çalışması gerektirecek şekilde düzenleme istiyoruz. Bugün nasıl bir inşaat işçisi, garson sigortasız çalışamıyorsa ve bununla ilgili denetimler de sigortasız çalıştığında nasıl ceza kesiliyorsa işletmelere, aynısı müzisyenler için de geçerli olması gerekmektedir. Bu tarz uygulamalar bir nebze de olsa hayatımızı endişe ve kaygıdan uzak tutmamıza yardımcı olacak. Biz artık müzisyenlerin erzak, para desteği fikrinden çıkarak, müzisyen dayanışması ve örgütlenmesi hususunda bilinç geliştirmelerini ve bir arada olarak bu talepleri dile getirmelerini istiyoruz.” açıklamalarında bulundu.
Romanların geçmiş dönemlerden beri eğitim, sağlık, barınma ve işsizlik gibi sorunlarının çözümü sonsuz bir bekleyiş altında devam etmektedir. Salgın dönemiyle birlikte geçimini müzisyenlik yaparak kazanan Romanlar ise devletin kalıcı şekilde müzisyenler için bir adım atmasını beklediklerini dile getirdi. İzmir Müzisyenler ve Sahne Sanatçıları Derneği Başkanı Reşat Gülşen, “Bu konuda biz artık bir çare istiyoruz. Biz bu sıkıntıları sürekli dile getiriyoruz. Romanlar bu dönemde en dezavantajlı kesim olarak ve yoksulluğu derinden hisseden insanlar olarak zor zamanlar geçiriyor. Bizim durumumuz ortada ve takip ettiğimiz kadarı ile birçok sivil toplum örgütü tarafından dile getirilmektedir, en azından bu dönemde yetkililerin artık bu sese kulak vermeleri gerekir. Ben bu durumun görmezden gelinmediğini düşünüyorum ama çözüm konusunda yetersiz kalınmaktadır. Bu konuda yerel yönetimler, devlet artık müzisyenler ile yuvarlak bir masa etrafında bu konuyu derinlemesine tartışıp, bir çözüm üretmek zorundalar. Bugüne kadar derdimizi, sıkıntılarımızı dinleyen hiçbir yetkili, milletvekili bize geri dönüş yapmadı. Sonuç olarak bugün müzisyenlerin intiharlarını görüyoruz. Devletimiz ciddi anlamda bu sorunu çözmeli ve taşın altına elini koymalıdır.” açıklamasında bulundu.