London Escorts sunderland escorts 1v1.lol unblocked yohoho 76 https://www.symbaloo.com/mix/yohoho?lang=EN yohoho https://www.symbaloo.com/mix/agariounblockedpvp https://yohoho-io.app/ https://www.symbaloo.com/mix/agariounblockedschool1?lang=EN
Ana Sayfa Genel ROMAN KADINLARIN PANDEMİ SÜRECİNDE YAŞADIKLARI BELGESEL OLDU

ROMAN KADINLARIN PANDEMİ SÜRECİNDE YAŞADIKLARI BELGESEL OLDU

Elmas KÖÇKÜN

KAMERALARINI ROMAN KADINLARA ÇEVİRDİLERROMAN KADINLARIN PANDEMİ SÜRECİNDE YAŞADIKLARI, BELGESEL OLDU
BU BELGESEL ROMAN KADINLARIN GÜCÜNÜ ORTAYA KOYUYOR

Roman Dayanışma Ağı, Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin öncülüğünde bir grup gönüllünün bir araya gelmesiyle 9 Nisan 2020’de sivil bir inisiyatif olarak kuruldu. Bu ağın kurucularından Ekin Çuhadar ve Hemra Nida, yönetmen Elmas Arus danışmanlığında bir araya gelerek “Pandemide Roman Kadın Olmak” isimli bir belgesel çekti. Dayanışma ağı çalışmaları kapsamında, Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı desteğiyle kameralarını Roman kadınlara çeviren aktivist kadınlar, Roman Medya’nın sorularını cevaplandırdı.

Proje ekibini tanıyabilir miyiz?

Ekin Çuhadar: Sıfır Ayrımcılık Derneği’nde proje koordinatörüyüm. 2014 yılından beri gönüllü olarak sahada çocuklar ve kadınlar ile bir arada çalışıyorum. Roman Dayanışma Ağı’nın da gönüllüleri arasındayım.

Hemra Nida: 12 senedir gazeteciyim, çeşitli STK’lara iletişim danışmanlığı yapıyorum ve Roman Dayanışma Ağı’nın gönüllülerindenim.

Elmas Arus: Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin kurucu başkanıyım, 2009 yılından beri medya ve sivil toplum alanında aktivizm yapıyorum, belgesel yönetmeniyim.

‘Pandemide Roman Kadın Olmak’ Belgeselinin yola çıkış hikâyesi nedir?

Belgeselin hikâyesi, 8 Nisan Dünya Romanlar Günü’ne dayanıyor. 8 Nisan’da Sıfır Ayrımcılık Derneği öncülüğünde bir iletişim kampanyası yürütüldü. Bu kampanya kapsamında medyada yer alan haberlerden birinde, çocukları aç kalmasın diye dilenmek zorunda olduğunu anlatan bir Roman kadın vardı. Bir kamu görevlisinin derdini anlatan Roman kadına “Geber” demesiyle adalet duygusu bir kez daha zedelenen bir grup gönüllü olarak bir araya geldik. Ertesi gün Roman Dayanışma Ağı’nı kurduk. Bu ağ ile 10 ilden 779 aileye gıda, 2 bin 395 aileye kıyafet desteği verebildik. İnsani yardım çalışmalarımız devam ederken sahada karşılaştığımız hikâyeleri kamuoyuyla buluşturmak istedik. Ekin Çuhadar’ın Avrupa Birliği Sivil Düşün Programı’na yazdığı projenin kabul edilmesiyle yola koyulduk. Gaziantep, Hatay, Edirne, İzmir ve İstanbul’da çekimlerimizi gerçekleştirdik ve aylar süren çalışma sonucu belgeselimizi bitirdik.
Danışmanımız Elmas Arus’un ifadesiyle; belgesel gereklilikten ortaya çıktı. Sesini duyurmaya çalışan yüzbinlerce insan var ve bizim sorumluluğumuz da sahada bu seslerin duyulmasını sağlayan araçlar yaratabilmek. Bunun için de kullanabileceğimiz en iyi yöntem buydu çünkü belgesel güçlü bir araç. Bu anlamda, Roman kadınların sahip oldukları haklara gerçekten sahip olmalarını, bu hakların yerine getirilmesi gerektiğine dair daha keskin bir anlayışın yerleşebilmesini sağlamak üzere kamusal görüş alanında görülmelerine ve duyulmalarına destek olmak istedik. Bunu yaparken de sesini duyurmak isteyen öznelerin doğrudan kendi sözlerini söyleyebilecekleri ve özgül deneyimlerini paylaşabilecekleri bir belgesel hayal ettik.

Belgesele kamuoyunun tepkisi ne oldu?

Henüz bir tanıtım çalışması yapmadık. İlk gösterimimizi belgeselin gerçekleşmesini mümkün kılanlar da dahil olmak üzere Roman kadınların katılımıyla gerçekleştirdik ve onların geri bildirimlerini almak istedik. Olanı olduğu gibi aktarabildiğimizden emin olduktan sonra çeşitli kadın derneklerinin katıldığı iki gösterim gerçekleştirdik, kadın derneklerinden gelen talepler doğrultusunda gösterimler devam edecek. Yaptığımız iki gösterimde de çok olumlu yorumlar aldık. Belgeseli izleyenlerin ortak kanaati, Roman kadınların “kendisini umutla var eden güçlü kadınlar” olduğu yönünde idi.
Danışmanımız Elmas Arus belgeselin bir dakikalık fragmanında farklı illerden birbirini hiç tanımayan kadınların aynı sesi vermiş olduğunu söyledi ve tecrübeli bir yönetmen olarak belgeselin kendi sesini doğru iletmesi açısından bunun bir başarı olduğunu belirtti. Bu da bizi motive etti.

Burada Elmas Arus’a dönmek istiyorum. Altı tane film çekmiş bir yönetmen olarak bu belgeselle ilgili yorumunuz nedir?

Romanlarla ilgili belgesellerde iki kolay yöntem var. Ya dramatize edilir ya da romantize edilir. “Pandemide Roman Kadın Olmak” belgeselinde her şey tüm gerçekliğiyle yansıtılıyor ve kadınların umudunu, umuda sarılışını seyrediyoruz. Bu kadar yokluğa, yoksulluğa, mağduriyete rağmen umuduyla kendini var eden, imkân olsa neler yapabileceğini gösteren kadınların hikayelerine tanık oluyoruz. Acıyan, ‘zavallı’ imajı çizen hiçbir yaklaşım yok. Hepsi güçlü kadınlar… Bu güçleriyle umut vaat ediyorlar ve imkân verilse o umutları nasıl yeşerteceklerini anlatıyorlar.

Belgeselcilik anlayışınız bu belgesele doğrudan yansıdı, diyebilir miyiz?

Elbette. Belgesellerimde seçtiğim konular, toplumsal değişim, dönüşüm yaratabilecek konular… Bu anlamda başkanı olduğum Sıfır Ayrımcılık Derneği’nin misyonu da bu. Sıfır Ayrımcılık Derneği de ürettiği bilgiyi farkındalık yaratmak, aynı zamanda politikaya dönüştürmek için alanlar açıyor.
Ekip olarak Romanlar özelinde ve Roman Kadınlara dair benzer çalışmalar yürütmeye devam edecek misiniz?
Halihazırda her birimiz bireysel ve birlikte farklı yöntemlerle ve farklı alanlarda Roman kadınların güçlenmesine ve sözlerinin duyulmasına yönelik çalışmalar yürütüyoruz. Var olduğumuz sürece bu çalışmalara devam edeceğiz.

Roman Medya’ya ve takipçilerine bir mesajınız var mı?

Yaklaşan 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü dolayısıyla bir mesajımız var. Farklılaşan birçok kimliğimize ve özelliğimize rağmen Türkiye’de veya dünyada yaşayan kadınlar olarak hepimizin emek verdiği ortak şeyler var: Var olmak ve hayatta kalmak. İçinde bulunduğumuz adaletsiz koşullarda, hayatta kalmak üzere verdiğimiz mücadeleye rağmen yaşadığımız hayattan keyif almak, kendimizi gerçekleştirebilmek, var olabilmek ve var etmek için hep bir arada emek vermeye, dayanışmayla üretmeye devam edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması diyoruz. Birlikte emek verdiğimiz ve güçlendiğimiz tüm kadınlara selam olsun.

Biz de Roman Medya ekibi olarak tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Gününü kutlarız. Bu söyleşiyi bizimle gerçekleştiren Roman Dayanışma Ağı’na ve tüm çalışmaları için gönüllülerine teşekkür eder, başarılarının devamını dileriz.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -

Most Popular